
İnsan aslında yaptığı yanlış hareketin yanlış olduğunu içten içe bilir ama kabul etmez, kendini ve yaptığı hareketi haklı çıkarmak için bahaneler üretir, bu bahaneleri verilere dayandırıp kendini iyi hissetmeye çalışır. Misal, kopya çeker öğrenci ama zaten herkes çekiyordur, sınav zordur, haklıdır. Rüşvet veriyordur polise ya da memura ama zaten herkes yapıyordur, hem sırada bekleyecek zamanı yoktur, ya da sadece bir kadeh içmiştir hem reflexleri güçlüdür o yüzden polise üflemesine gerek yoktur. Hırsızlık yapar ama çaldığı kişi zengindir hem ona dokunmaz. Sigara içer ama zaten günde üç beş taneyi geçmiyordur. İçki içer ama sadece haftada bir iki kadehtir. Vs. vs. bu listeyi uzatabilirsiniz.
Su herkesin paylaştığı “vegan bebeğin velayeti alindi” haberini bu içgüdüye bağlıyorum. İnsan hayvan yemenin aslında yanlış olduğunu bilir (beyni ne kadar inkâr etse de) ama yaptığı yanlışı destekleyecek ya da haklı çıkaracak bir habere dört elle sarılır. Bu da aynen böyle. Paylaşıyorlar çünkü içleri rahatlıyor, oh bak o bebek veganmış ve hasta olmuş yumulun kebaba. Haberin yapılma amacı ise ayrı bir konu. Dünyadaki en büyük sektör hayvancılıktır, yedi milyar insani her gün sut içmeye yumurta yemeye ikna ederseniz kazanılan para petrol sektöründen bile fazla olur. O yüzden insanları ikna etmek için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Bilim adına yapılan tüm çalışmaları bile mali olarak patronlar destekler bunu açıklamaya gerek bile yoktur. Medyanın bize ne kadar yanlı ve yanlış haberler verdiği her konuda bizi yönlendirmeye çalıştığını kabul ederiz ama vegan bebek vegan olduğu için hasta oldu haberine gözümüz kapalı inanırız.
Haberin manşeti baslığı ile içeriği aslında çok birbirine uymuyor. Detaylı bakarsak evet bir bebek var ve o bebek hasta. Doğuştan kalp hastası ve ailesi tedaviyi reddedecek kadar radikal bir karar alıyor. Elbet o bebeğin sağlığına kavuşması için doktorlar müdahale etmeli. Ama haberi yapanlar ve paylaşanlar tek bir şeye dikkat ediyor. Aile vegan. Oysa çocuğun beslenmesi değil hastalığı ve tedavinin reddedilmesi yanlış olan.
Öte yandan haberin haber değerinin olması bile incelenmeli. Her gün binlerce, yüzbinlerce, milyonlarca bebek, çocuk ya da yetişkin yetersiz beslenmenin sebep olduğu hastalıklardan hastanelere gidiyor, ama onlar navegan o yüzden haber yapmaya gerek yok. Ama bir vegan hasta olunca haber yapılıyor. Tüm dünyada tüm hastanelere bakarsak hastaların yüzde yüze yakını (yüzde doksan dokuz bile demiyorum çünkü yüzde doksan dokuz nokta dokuzdur) navegan. Yani eğer bir hastalığı beslenme biçimine bağlayacaksak hayvansal gıda yemenin en ölümcül hastalıklara sebep olduğu yüzlerce araştırma ile kanıtlandı zaten.
Sonuç olarak ne tip beslenirseniz beslenin dengeli olmak şart, vücudun ihtiyacı olan besinleri almak şart. Ama bunun için hayvansal gıdaya gerek yok. Herhangi bir hastalıkta tedaviyi reddetmek mantıksızlıktan öte insani bir suç. Bu iki konuyu ayırmak gerek. Ancak yukarıda da bahsettiğim gibi çağımızın en oldurucu iki hastalığı (kanser ve kalp-damar) dâhil birçok hastalığın tek ve en büyük sebebi hayvansal gıdadır. Sağlık için vegan olmak gerekir. Hayvansal sağlıksızdır, size oldurur. Bunun yanı sıra hayvancılık çevreye en çok zarar veren sektördür. Bir kilo et üretmek için tonlarca tahıl ve tonlarca su kullanılır, oysa ayni enerji ile binlerce insan sağlıklı bir şekilde beslenebilir. Vegan diyet küresel açlığın ve çevre problemlerinin yegâne çözümüdür. Son olarak bir can almak yanlıştır. Zevk için birini öldürmek yanlıştır. Protein ve kalsiyum alınacak yüzlerce bitkisel çözüm varken ve bu çok kolayken (bir tabak mercimekte üç köfteden daha çok protein vardır, ya da bir tabak kuru fasulye pilavda, bir porsiyon tavuk pilavdan daha fazla protein vardır, bakiniz, araştırınız: Dr. Murat Kınıkoğlu) Bir golden retrieveri öldürmek ile bir koyunu öldürmek ayni şeydir. Yulinde kopek festivaline hayır darken kebapçıya gitmek ikiyüzlülüktür. Veganlık sağlık, çevre ve insani değerler için gereklidir.
Bu arada merak edenlere, ya da yazının sonuna kadar okuyanlara ek açıklama: Beslenme bicimi herkesin kendi tercihi olmalıdır evet. O yüzden çocuklarımızı zorlamamalıyız. Yani onlara zorla sut içirmek zorla et yedirmek yanlış değil mi? (ters köşe yaptım, ya doğru olan buysa hiç düşündünüz mü? Yani çocuğa hayvansal yedirmemenin mi zorlama olduğunu düşünüyorsunuz yedirmenin mi?) Toplumsal normlar yönlendiriyor davranışlarımızı. Bir zamanlar çocukların yanında sigara içmek normaldi, kimse sorgulamazdı. Misafire kristal kâse içinde sigara ikram edilirdi, çeşit çeşit sigara olması evde refah simgesiydi. Simdi aynisi hayvansal için geçerli. Zararlı, ama toplumsal norm. O yüzden çocuklar da yemeli. Hayır, ben yedirmiyorum. Ama sanılanın aksine ben Işık’ı vegan yapmadım tam tersine o beni yaptı. Anne sütünü kestikten sonra ağzına sut sürmedi, iki yaşına kadar yumurtaya ciddi alerjisi vardı. Eti hayatında hiç yediremedik (anneannesi ve babaannesinin uğraşlarına rağmen, yani et derken parça et, hiç ama hiç sevmedi, anca baharatla tadı törpülenmiş köfte yedi, hani bazı çocuklar alır eline pirzola kemiğini kemirir ya onu bizimki hiç ama hiç yapmadı) Ve ben o zamanlar sizin gibiydim. Etin ve sütün sağlıklı olduğuna inanıyordum. Doktor doktor gezdim, ne numaralar yaptım Işığa yedirmek için.
Hatta çok komik bir animiz vardır annemle. Annem dedi ben bu çocuğa sut içiririm, çikolatalı puding yaparım her aksam bir kâse içti mi yeter. Yaptı ve sonuç manzara şöyleydi: annem elinde puding kâsesi Işığı kovalıyor, Işık kaçıyor ve annem şöyle diyor: Işık söz bir kaşık ye sana elma vereceğim!
Çocuk doğuştan karşı çıktı hayvansala, biz zorladık yemesi için her turlu. Ben o yesin diye yöntemler araştırdıkça aslında yememesinin daha iyi olduğuna ikna oldum okuduklarımdan. Bilgilenirken bilinçlendim. Ters tepti, ben ona yedirmenin yöntemlerini ararken yememenin yararlarına inandım ve ben, kokoreçten işkembeye hiçbir limiti olmayan ben et yemeyi biriktim. Zamanla sut ve yumurta takip etti. İnanılmaz sağlıklıyım. Zorlanmıyorum. Çok mutluyum. Geri döneceğimi sanmıyorum.
Not: Neden Vegan? Konusunda Berkay Tamer diye birisinin baya emek harcayıp derlediği su yazıya da bakmanızı tavsiye ederim:
https://www.facebook.com/berkay.tamer/notes